9 Nisan 2008 Çarşamba

AB KOMİSYON BAŞKANI TBMM KONUŞMASI



























Barroso: Bizden türban standartı beklemeyin

AB Komisyonu Başkanı, TBMM’de yaptığı konuşmada AK Parti’ye kapatma davasına değinmedi, laiklik ve türban sorununa ilişkin ise “Bizden standart empoze etmemizi beklemeyin” dedi.

ANKARA - AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin iç işlerine, devletin egemenlik haklarına karışamayacaklarını söyledi; ancak “Türkiye’yi izlemek bizim görevimiz” dedi. Barroso, Türkiye için hassas olduğunu belirttiği laiklik ve türban konusunda standart öneremeyeceklerini, ama 301. madde ve Kürt sorunu gibi konularda AB standartlarına uyulması gerektiğini vurguladı.
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya “Komisyon adına ortak geleceğimize ait güvenimi dile getiriyorum” sözleriyle başladı. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ni geleceği olarak seçtiğini belirten Barroso özetle şunları söyledi:

“İlişkimiz AB’nin kurulduğu dönemden bu yana sürekli olarak derinleşiyor. AB mevzuatı çabalarından çok etkilendim. Türk ordusunun dış misyonlarda önemli rolü var. Türkiye soğuk savaş sonrası önemli bir aktör oldu. Laik demokratik cumhuriyet olarak Avrupa’ya entegre olmuş ve kökten dinci akımlara karşı örnek bir yapıdadır. Etkileyici reformlarla Türkiye kendisini yabancı yatırımcı için cazip hale getirmiştir.

AB DEVLETLERİN EGEMENLİK HAKLARINI AZALTMAZ
“AB ulus devletlerden oluşmuş topluluktur. Egemenlik haklarını bir havuzda toplamışlardır. AB bu sayede etkili biçimde beraber hareket edebilmektedir
AB içinde olabilmek dünya içinde gücümüzü artırmaktır. Milliyetçi duygularla bu barış ve demokrasi sürecine ait olmak birbiriyle çelişmez. AB devletlerin egemenlik hakkını azaltmaz. Ortak politikalarımız içinde standartlar vardır. AB’ye katılacak tüm adayların tüm kriterleri yerine getirmesi lazım.
ADAYLIĞA GİDEN KISA YOL YOKTUR
“Adaylığa giden kısa yol yoktur. Komisyonun rolü detaylı ama adil biçimde kaydedilen gelişmeyi yakından takip etmek ve değerlendirmektir. Aday ülkelere yardımcı olmak ve destek vermektir. Bu takip ve değerlendirmeler aday ülkenin iç meselelerine karışmak değildir.
301’İN AB STANDARTINA GETİRİLMESİ ÖNEMLİ
“Yine de daha fazla gelişme lazım. İfade özgürlüğü, sendikalaşma, sivil-asker ilişkisi gibi... Bunlar katılım için anahtar önem taşıyor. İfade özgürlüğü demokrasi için temel haktır. Şiddet içermeyen görüşlerin yargı konusu yapılması sağlık neticeler doğurmayacaktır. 301. maddenin AB standartına getirilmesi önemlidir.

LAİKLİK VE TÜRBAN İÇİN STANDART BEKLEMEYİN
“Laikliğe dair tartışmaların Türkiye için öneminin farkındayız. Bu konularda tüm ülkeler kendine uygun iç çözümü buldu. AB Komisyonu’nun bu konuda herhangi bir standart empoze etmesini beklemeyin. Türban konusunda da AB’nin standartı yok. Ancak bu konu her kadının kendi inancıyla ilgili, kendi alması gereken bir karardır.

ENERJİNİZİ REFORMLARA HARCAYIN
“Komisyon olarak Türkiye’deki gelişmeleri izlemek görevimiz. Türkiye’nin kendi gelişmesi açısından da reformlar çok önemli. Türkiye enerjisini reformlara harcamalı. Reformları bekliyoruz. Bu yakalanan ivmenin devamı önemlidir. Reformların öncelikli olduğunu bugün Gül ve Erdoğan’la görüşmelerimde gördüm.

KÜRTLERE KÜLTÜREL VE SİYASİ HAKLAR VERİLMELİ
“Güneydoğu sorununda terörist tehdidin farkındayız. PKK şüphesiz terör örgütüdür. AB’nin terör örgütleri listesinde yer almaktadır.
Sorunların çözümü kapsamlı bir stratejiyle olabilir. Bu çözüm sosyo-ekonomik çabalarla desteklenmeli. Kürt kökenlilerin siyasi ve kültürel hakları temin edilmelidir. Hükümetin bu konuda kapsamlı bir plan üzerinde çalıştığını biliyorum.
LİMANLAR RUMLARA AÇMALI
“Kıbrıs’ta bölünmüşlük bizim için kabul edilebilir değil. Türkiye’nin çözüm çabalarını destekleyeceğine dair inancım tamdır. Lokmacı Kapısı’nın açılması çok önemli bir adımdır. Kıbrıs konusunun çözümü AB’ye üyeliğe katkı sağlayacak. Ek protokol yüzünden açılan fasıllarda zorun oluyor. Türkiye limanlarını Rum kesimine açmalıdır.

FARKLI SESLERE ŞAŞIRMAYIN
“İngiltere, İspanya ve Portekiz de engellerden sonra üye oldu. Türkiye istisna değildir. Katılım sürecine dair farklı seslere şaşırmayın. Tartışmalar sürecin sonuna kadar devam edecektir. Türkiye’nin bundan korkmaması gerekmemektedir. Bu projenin karşısındaki en büyük düşman olarak önyargılar ve ihmallerdir.”